top of page

Merhaba,

Adım konmadan ve adımla yolda oluşu anlatayım sana...

1971 ağustosunda ebenin eline doğduğumda evimiz güneşe hasret tek pencereli bir evmiş, ağlamamışım.

 ''Kara kafalı kara gözlü bir kızınız oldu'' demiş ebe, gözlerimin çimene çalışı ne ara onu hiç bilemedim, saçlarda güneşi gördüğü günden beri başağa meyleder ucundan.

 

Annem öğretmendi, bildim bileli kitaplar tozlanmaz bizim evimizde, onlara dokunulur çünkü...

 

İlkokulum, Hayriye Kemal Kusun, güllü bahçesinde Atatürk büstü insani boyutlarda masalsı bir okuldu. Liseyi Adana Anadolu Lisesi'nde bitirdim. Delişmen yaşlar, çalışkan çocukların aklı bir karış havada çok da örnek alınmayacak arkadaşıydım. Ama onlar çıtayı yukarda tutunca yol arkadaşlarım sayesinde ben de hayalimi gerçekleştirebildim.

 

Hep hayaldeydim de,en büyük hayalim kendimi bulacağım kentimdi; İstanbul!

 

İstanbul hayallerim, Akademi'yi Sanayi Nefise diye telaffuz edişimle başlar, yaş on üç. İstanbul'la ilişkim platonik başladıysa da bunca yıllık sadakatin sonunda artık ciddiyiz. Seviyor ve seviliyorum yani.

 

Yine de kendimlikle barışmak için dağlara, ormanlara, denize bakan yamaçlara kaçarım... 

 

Şarkılar söylerim derdimi çözemeyince. Kafamda akıp duran hikayeleri önce kendime anlatırım,anlatırken sesli sesli yazarım hayatın labarbası yükselince... Kömürle  çizsem, çizdiklerimi ipek zarflarda koruyasım gelir renkleri görebilmenin mucize olduğunu hiç unutmam...

 

Adana'nın gömlek üstü blazer ceketli kışlarında, puslu göğü özleyen bir yağmur avcısı olarak büyüsem de şimdi bütün mevsimleri olduğu gibi seviyorum, dört mevsimli hallerimse beni size, göz göze geldiysek sizi ''bize'' anlatmama yarıyor.

 

Masalla, şarkıyla, birbiriyle tamamlanan desenlerle...

Hayatımdan Kesitler

Röportaj ve Haberler

bottom of page